000 01789nam a22003257a 4500
999 _c200427184
_d45108
001 2502240
003 TR-AnTOB
005 20230721102354.0
008 930716s1992 tu 000 0 tur
010 _a 91965301
020 _a9757650862
040 _aDLC
_cDLC
_beng
_dTR-AnTOB
_erda
041 _atur
050 _aBP195.H82
_bC36 2005
090 _aBP195.H82
_bC36 2005
100 1 _aÇamuroğlu, Reha,
_d1958-
245 1 0 _aSabah rüzgârı :
_bEnel-Hakk demişti Nesı̂mı̂ /
_cReha Çamuroğlu.
250 _a1. basım.
264 _aCağaloğlu, İstanbul :
_bMetis Yayınları,
_c1992.
300 _a111 pages ;
_c21 cm.
336 _2rdacontent
_atext
337 _2rdamedia
_aunmediated
338 _2rdacarrier
_avolume
504 _aIncludes bibliographical references.
520 _aEvet, nihayetinde enelhak bir kelimedir. Ancak, her şeyden önce, tüm tarihimizde, söyleyeni yaralayan bir kelimedir. Öte yandan, bu kelimeyi söyleyenleri yaralayanlar da çeşitli yaralar almışlar, öncelikle de bu kelimenin kendisinden yaralandıklarını hissetmişler ya da belki bilinçli olarak fark etmişlerdir. Tek bir sözcük, hangi dinamiklerle bunca olaya kaynaklık edebilmiştir? Bu sözcük, hangi tarihsel, düşünsel, toplumsal, kültürel süreçlerdeki çelişki ve çatışmaların imbikten geçirilircesine süzülüşüdür ki, bunca olaya kaynaklık etmiş, bir yandan heterodoks düşünceyi arkasına alırken, bir yandan da tüm Ortodoks düşüncelerin karşısında birleşmesine neden olmuştur? İşte, Nesimî özelinden kalkarak cevabını araştırmaya girişeceğimiz soru budur.
590 _aDonated by Tuba Işınsu İsen Durmuş.
650 7 _aHurufiler
_2etuturkob
_958539
942 _2lcc
_cBK