000 02785nam a22003137a 4500
999 _c200427611
_d45535
003 TR-AnTOB
005 20190902225944.0
008 171017b xxu||||| |||| 00| 0 tur d
020 _a9789759051921
040 _aTR-AnTOB
_beng
_cTR-AnTOB
_erda
041 _atur
050 _aD804.195
_bA53 1999
090 _aD804.195
_bA53 1999
100 _aAgamben, Giorgio
_d1942-
_eauthor
_9118092
245 _aTanık ve Arşiv /
_bAuschwitz'den Artakalanlar /
_cGiorgio Agamben ; çeviren Ali İhsan Başgül.
264 _aAnkara. :
_bDipnot Yayınları,
_c2017
300 _a182 pages. :
_c20 cm.
336 _2rdacontent
_atext
_btxt
337 _2rdamedia
_aunmediated
_bn
338 _2rdacarrier
_avolume
_bnc
500 _aOriginal name : Quel che resta di Auschwitz : I'archivo e il testimone : homo sacer III
504 _aIncludes bibliographical references.
520 _aBatının siyasal modeli Şehir değil Toplama Kampı’dır. Atina değil Auschwitz'dir.” Bugüne dek Auschwitz hakkında çok şey söylendi, birçok çalışma yapıldı. Ama tarihsel bir perspektiften anlaşılır kabul edilen pek çok şey, felsefi açıdan muğlâklığını hâlâ koruyor. Yirminci yüzyılın önde gelen felsefecilerinden Giorgio Agamben'in çalışması, bugün etik adına ileri sürülen ilkelerin hiçbirinin belirleyici sınavdan, Auschvvitz'in bizi karşı karşıya bıraktığı etik sınavdan geçemediğini söylüyor bize. Agamben kurtulanların tanıklığının özünde önemli bir boşluk içerdiğine dikkat çekiyor. Kurtulanlar, hayatta kalanlar tanıklık edilmesi olanaksız bir şeye tanıklık etmek zorunda bırakıldıkları için tanıklıkları bir boşluk içeriyor. Agamben bu çarpıcı çalışmasında tanıklığın özündeki bu boşluğu sorguluyor. Daha doğrusu “olmayan” bir şeye kulak vermeye çalışıyor. “Eğer insana tanıklık eden tek kişi, insanlığı bütünüyle yok olmuş kişiyse, bu insan ile insan-olmayan arasındaki özdeşliğin asla tam olmadığı ve insanı tamamen yok etmenin gerçekten mümkün olmadığı, daima bir şeyin geride kaldığı anlamına gelir. Tanık da işte bu artakalandır.” diyor bize. Tanığı böyle kavradıktan sonra, Auschwitz'in ardından etik adına geliştirilmiş öğretilerin neredeyse hepsini bir kenara bırakarak, Antik Yunan'dan günümüze, Spinoza'dan Nietzsche'ye, Kierkegaad'dan Heidegger'e, Benjamin'den Adorno'ya, Blanchot'dan Foucault'ya pek çok felsefeciyle hesaplaşıp, geleceğin yeni etik sınırlarının haritasını çizmeye yöneliyor.
650 0 _aWorld War, 1914-1918
_924370
650 7 _aDünya Savaşı, 1914-1918
_2etuturkob
_96428
700 1 _aBaşgül, Ali İhsan
_etranslator
_9118093
942 _2lcc
_cBK